Haberler

türkiyede bor
adm tarih 27.02.2011, 14:33 (UTC)
 BOR, ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI ÇIKARACAK
Bor rezervimiz dünyanın 2 bin yıllık enerji ihtiyacını karşılayacak

NNT Nanoteknoloji Bor Ürünleri A.Ş Genel Müdürü Mehmet Can Arvas, 3. Dünya Savaşı'nın bor yüzünden olacağını söyledi. Türkiye'nin, dünyanın 2 bin yıllık enerji ve yakıtını karşılayacak kadar bor rezervine sahip olduğunu belirten Arvas, "Bir dönem petrol için yapılan savaşlar artık bor için yapılacak." diye konuştu. "Petrol gitti elimizden, bor gitmesin" diye konuşan Arvas, şunları söyledi: "Bütün dünya ülkeleri kendi 200-300 yıllık geleceğini enerji ve yakıt alanında koruma altına alma gereğini duymaktadır. Gelişmiş ülkeler ileri teknolojiyi ve bilimi kullanarak dünyanın nereye gideceğini, hangi madenlere ihtiyaç duyulacağını ve kimlere neleri kazandıracağını çok ince hesaplarla her zaman yapmaktadırlar. Bütün bu hesaplar yapılırken o ülkenin insanları, halkı uyandırılmadan yapılmaktadır. Tarihte böyle olmuştur, şimdi böyle devam etmektedir ve gelecekte de böyle olacaktır."

Musul-Kerkük örneği

İçinde bulunduğumuz durumu geçmişte yaşanan örnekleriyle anlatan Arvas, şöyle devam etti: "Örnek verecek olursak; petrol dünya için önem arzettiği için ve gelişmiş ülkeler durumun farkında olduğundan, öteki ülkeler siyasi ve ekonomik anlamda petrolün durumunu kavrayamadığından dolayı Lozan Antlaşması'nda çok ilginç durumlar ortaya çıkmıştır. Lozan antlaşmasında Musul-Kerkük sorunu hep ön planda olmuş ve müzakerelerin defalarca uzamasına sebep olmuştur. İlginç olan şudur: Uzayan Lozan müzakerelerinde Musul ve Kerkük için hep başka konular konuşulmuş ve petrol üzerinde durulmamıştır. Ancak bütün dünya ve bizler 80 yıl sonra görüyoruz ki o zaman yapılan pazarlıklar adı konmamış olmasına rağmen petrol pazarlığıdır ve bu durumu onlar bilmesinerağmen Türkler uyanamamıştır. Şimdi ise aynı durum bor madenleri için söz konusudur."

2 bin yıllık enerji bizde

Türkiye'nin, dünyanın 2 bin yıllık enerji ve yakıtını karşılayacak kadar bor rezervine sahip olduğunu vurgulayan Mehmet Can Arvas, bor madenlerinin yakıt ve enerji dışında yüzlerce sektörde kullanılmaya başlandığını ifade etti. Arvas, "Borun küresel ısınmayı önlemeye katkısı, çevreci olması, kimyasal olmaması ve bütün projelerde kullanılmaya uygun olması, nükleer enerji konusunda da vazgeçilmez olması dünyanın dikkatlerini mecburi olarak üzerine çekmiştir." dedi.

Türkiye farkına varamadı

Dünya bilim çevresinin farkında olmasına rağmen Türkiye'nin durumun farkına varamadığını anlatan Arvas, yaşanabilecek tehlikeyi şöyle özetliyor: "Bu durumda uluslararası senaryoları kurup uygulayan senaristler başka bahaneler ile farklı senaryolar ortaya koyabilir ve çok yaklaşan 3. Dünya Savaşı'nın taraflarını ve dengelerini oluşturabilir. Bu anlamda 3. Dünya Savaşı'nın en büyük hedefi bor madenleridir. Bor madenine şimdiden halkımızın sahip çıkması ve ne olduğunu bilmesi, önemini kavraması açısından milletçe bir uyanış göstergesi olacaktır.

Süper devlet olacağız

Bu vesile ile diyoruz ki nasıl ki: 'Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Lozan'da Musul-Kerkük olaylarında petrol konusu geçmemiş ve üzerinde durulmamış ise, ancak insanlar gerçek sebep olan petrolu 80 yıl sonra görmüş iseler, bugün de bor konusu geçmemekle birlikte türlü senaryolar ile karşı karşıya kalınmaktadır. Görevimiz Türk Milleti'nin geleceğin en zengin ve müreffeh millet olarak kalabilmesi için BOR MADENİNE sahip çıkmak zorundadır. Nanoteknoloji ile işlenen bor Türkiye'nin geleceğini şekillendirecektir. 250 değişik sektörde kullanılarak Türkiye'yi süper devlet yapacaktır.



Türkiye, 'bor'da hedef büyüttü

ETİ Maden İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Orhan Yılmaz, son 5 yılda bor üretiminde 1 milyon ton artış sağladıklarını belirterek, mevcut 1.5 milyon tonluk üretim miktarını 2012'de 3 milyon tona, satış gelirini de 5 yıl içerisinde 1.3 milyar dolara yükseltmeyi hedeflediklerini bildirdi. Bor kimyasalları üretimi konusundaki sorularını yanıtlayan Yılmaz, dünyadaki bor rezervinin yüzde 72'sinin Türkiye'de bulunduğunu, dünyadaki bor ticaretinin de üretici fiyatlarıyla şu anda 1 milyar 600 milyon dolar civarında olduğunu söyledi. Eti Maden İşletmeleri'nin Türkiye'de özel sektör ve kamu kuruluşları arasında karlılıkta 15. sırada olduğuna dikkati çeken Yılmaz, "Gelecek sene ilk 10'a gireceğiz. Ondan sonraki 4-5 sene içerisinde hedef en az ilk 5'e girmek" dedi. Yılmaz, yeni yatırım anlayışı çerçevesinde son dönemde 100 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını ifade ederek, gelecek dönemdeki büyüme stratejileri doğrultusunda da tamamen kendi özkaynaklarıyla yaklaşık 850 milyon dolar yatırım yapmayı planladıklarını kaydetti. 1.10.2008 Tercüman

 

türkiyede petrol
yazt tarih 27.02.2011, 14:31 (UTC)
 
--------------------------------------------------------------------------------
Sizler de rastladınız mı bilmem ama 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Barış Antlaşması'nın gizli bir maddesi olarak "Türkiye Cumhuriyeti'nin 100 yıl boyunca değerli yeraltı maden ve kaynaklarını kullanamayacağına ilişkin bir maddenin imzalandığı, bu sebeple doğu ve güneydoğumuzda yer alan çok zengin petrol yataklarından ve karadenizdeki bor madenimizden istifade etmediğimiz, antlaşmanın tarihinin bitmesini beklediğimize dair" kamuoyunda yaygın bir söylenti var. Hatta 2023 yılına siyasi liderler tarafından yapılan yoğun atıflar bu maddeye dayandırılıyor.

Kimileri Antlaşma'daki maddenin 100 değil 90 yıllık olduğunu söyleyerek 2013 yılına atıf yapan Erdoğan'ı işaret ediyor.

Konu hakkında duyumu ya da bilgisi olan varsa burada paylaşmasını rica ederim.

Lozan'ın imza sürecini de vikipedi'den buraya alıntılıyorum.

İtilaf Devletleri Lozan'a İstanbul Hükûmetini de davet ettiler. Bu duruma tepki gösteren TBMM 1 Kasım 1922'de saltanatı kaldırmıştır.

TBMM Hükümeti Lozan Konferansına katılarak Misak-ı Milli'yi gercekleştirmeyi, Türkiye'de bir Ermeni devletinin kurulmasını engellemeyi, kapitülasyonları kaldırmayı, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunları (Batı Trakya, Ege adaları, nüfus degişimi, savaş tazminatı) çözmeyi ve Türkiye ile Avrupa devletleri arasındaki sorunları (ekonomik, siyasal, hukuksal) çözmeyi amaçlamış Ermeni yurdu ve kapitülasyonlar hakkında anlaşma sağlanamazsa görüşmeleri kesme kararı almıştır.

20 Kasım 1922 de Lozan görüşmeleri başladı. Osmanlı borçları, Türk - Yunan sınırı, boğazlar, Musul, azınlıklar ve kapitülasyonlar üzerinde uzun görüşmeler yapıldı. Ancak kapitülasyonların kaldırılması, İstanbul'un boşaltılması ve Musul konularında anlaşma sağlanamamıştır. Temel konularda tarafların tavize yanaşmaması ve önemli görüş ayrılıkları çıkması üzerine 4 Şubat 1923'te görüşmelerin kesilmesi savaş ihtimalini yeniden gündeme getirmiştir.

Mareşal Mustafa Kemal Paşa Türk Ordusu'na İzmit ve Silivri'ye yığınak yapmasını emretmiştir.Türk Orduları İzmit ve İstanbul'a karşı yığınak yapmaya başladı.

Taraflar arasında karşılıklı verilen tavizler ile görüşmeler 23 Nisan 1923'te tekrar başladı 23 Nisanda başlayan görüşmeler 24 Temmuz 1923'e kadar devam etmiş ve bu tarihte Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanması ile sonuçlanmıştır.

 

<-Geri

 1 

Devam->

EKSTRA
 
HABERLER
 

 
AŞK ÖLÇER


 

 
Bugün 3118 ziyaretçi (5400 klik) kişi
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol